Kendi Ayağımıza Sıktık
Toplum olarak kendi elimizle oluşturduğumuz yaşadığımız ortam,kültürün değişik sıralamalarına örnek olarak aşağıdaki veriler var.
Hukukun üstünlüğü endeksinde 113 te 101.
İnsani gelişmişlik endeksinde 189 ülke arasında 64.
İnsan sermayesi endeksinde 157 ülke arasında 53.
Yolsuzluk endeksinde 180 ülke arasında 81.
Makalelere atıf sayısında ise 239 ülke arasında 167.
BM, Türk ekonomisini dünyanın birinci sırada en kırılgan ekonomisi olarak ilan ediyor.
Küresel İş İdaresi Konseyine göre, Türkiye 2005 yılında dünyada yatırım yapılabilir 25 ülke içinde 13 sırada iken, son yıllarda bu 25 ülke içine giremedi.
Bütçe şeffaflığı sıralamasında , 102 ülke içinde 58 sıradayız. Yani Ortanın altındayız. [1]
Dünya Enerji Sıralamasında 44.
2018 yılı küresel rekabetçilik endeksinde 140 ülke arasında 61.
Küresel İnovasyon Endeksinde 126 ülke arasında 50.
PISA testinde 72 ülkede 15 yaşındaki 540 bin öğrenci arasında yapılan testin sonuçlarında Türkiye okuduğunu anlamada 50. sırada yer alırken matematikte 49, fende ise 52. olmuştu.
Türkiye, teknolojik gelişmişlik açısından 82 ülke baz alınarak yapılan araştırmada, 49’uncu olurken, inovasyon, Ar-Ge ve patent gibi konularda listeye giremediği görüldü. [2]
Ülkelerin araştırma geliştirme harcamaları, patent sayıları, bilgi-yoğun endüstrilerinin kapsamı gibi 80 gösterge üzerinden değerlendirildirmeye tabi tutulduğu listede geçen yıl birinci sırada yer alan İsviçre, bu yıl da liderliğini korudu. Türkiye ise geçen yıl 43. sırada bulunduğu listede 50. sırayı aldı. [3]
Türkiye, patent üretiminde her ne kadar ilk 25 içerisinde yer alsa da tıpkı dünya bilimine katkıda olduğu gibi, ilk 10 ülke dünya biliminin ve dünya patent sayısının yüzde 90’nını üretiyor!.. [4]
Yukarıdaki endekslere yenileri eklenebileceği gibi itiraz da edebiliriz. Mesela savunma sanayinde pek çok ürün ürettik diye. Ama demek ki elin oğlu daha fazla üretiyor ki sıraladığımız zaman bizi geçiyor. Onun için kıyas önemli. Kendimizi, kendimizin 30 yıl önceki hali ile kıyaslarsak kendimizi dev aynasında görebiliriz. Ama dünya ile kıyaslayınca durum yukarıdaki gibi.
Her şeyi siyasetten beklemek çok yanlış. Bu ortam oluşurken, ortama katkı verecek veya en azından yanlışa yanlış demeyecek şekilde ticaretine devam eden, işine gidip gelip maaşını alan, memuriyetine devam eden, yorumlarla bu ortamın oluşmasına katkı sunanlar olarak sonradan biz aslında böyle olmasını istemedik demek ne kadar samimi ve hatta ahlaki?
Erol Bilecik TUSİAD Başkanı; “İnsan sadece söylediklerinden değil, sustuklarından da sorumludur” diyor.
İyi ve kötü insana aynı değeri vermek doğru değildir, bu suretle birincisini iyilikten soğutur, ikincisini kötülük yolunda cesaretlendirirsin.//Hz. Ali
“İnsanlara öyle aldatıcı yıllar gelecek ki o yıllarda yalancılar tasdik edilecek, doğru söyleyenler ise yalanlanacak. Keza o yıllarda haine itimat edilecek, emin (güvenilir) kimseye hainsin denilecek.” İbni Mace, Fiten 24
Hatalı işlere karşı susmak yasaktır. O zaman konuşmak ibâdet sayılır.// Dr.Münir Derman (k.s.)
“Kimin eteğini öptünüz de ağzınız lezzet buldu?
Kimin ayağına kapandınız da başınız göğe erdi? Dudaklarınız tuzlu tuzlu çuhalara yapıştıkça şeker mi peyda oluyor?
Yüzünüz terli terli sahtiyanlara (kunduralara) dokundukça burnunuza mis kokusu mu geliyor?…” //Namık Kemal
Referanslar
1-https://www.yenicaggazetesi.com.tr/turkiye-nin-dunyadaki-yeri-44494yy.htm
2- http://www.gazetevatan.com/turkiye-82-ulke-arasinda--1174487-teknoloji/
4-http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/abbas-guclu/abd-ve-cin-in-patent-yarisi--2632765/