Adalet, Ahlak ve Bilim Olmadan Hiç Bir Şey Olmaz

Ertugrul Akbas
3 min readAug 4, 2019

--

Dünyaya maddi ve manevi önder, yol gösterici olmak ve en önde olmak istiyorsak adalet, ahlak ve bilim konusunda en önde olmalıyız. Hz. Ömer’in dediği gibi “Adalet mülkün temelidir.”

Atatürk: “Adaletin olmadığı bir ülkede hiçbir şey yoktur!..”

Adaleti tesis edemeden devamını getirmemiz mümkün değil. Adaletin tesisi için ise toplumun bunu istiyor ve içselleştirmiş olması gerekir. Bunun için insan olmak gerekir.

Alvarlı Muhammed Lütfi Efe: “Allah bizi insan ede…”

Ne kadar insan olabildiğimizi sürekli izleyebilmemiz için güzel bir kıstas var: Uğradığımız, yahut haberdar olduğumuz zülme karşı nasıl bir “ilk” duruş sergiliyoruz? Zulme karşı nasıl bir refleksler dizisine sahibiz? Ne kadar insanca, ne kadar beşerce tepki üretiyoruz? Zulme karşı duruşumuz, ne kadar “İnsan” olduğumuzun en açık göstergelerinden birisidir. //Prof. Dr. Sinan Canan

Yani gördüğümüz zulümleri amalarla görmezden geliyor veya haklı mı kılıyoruz?

İslam inancına sahip bir insanın adaletten, ahlaktan ayrılması, hele hele zulme karışması, hoş görmesi veya görmezden gelmesinin önündeki en büyük engel, bizzat inandığı dinin kitabı olan Kuran-ı Kerim’deki açık emirlerdir. Kuran-ı Kerim bizlere her zaman adaletli olmayı, işi ehline vermeyi ve diğer insanlara “örnek” olmayı öğütler; hatta doğrudan emreder. Eğer bir Müslüman, bu emirlere aykırı hareket ettiği halde, bunu “inandığı dini korumak adına” yaptığını düşünüyorsa, burada ciddi bir kendini kandırma oyunu olduğu gayet açıktır.

Maide Sûresi’nin 8. Âyetinde Cenâb-ı Allah (cc) şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvaya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”

Ülkemizin hukukun üstünlüğü endeksinde 126 ülke arasında 109'uncu sırada olmasının [1] çok az bir kesim haricinde kimsenin ana gündem maddesi olmadığı, halkın yargıya olan güveninin yüzde 38 olmasının [2] adalet ile ilgili hiçbir çağrışım yapmaması, mahkemelerimizin bazı kararlarının ABD den Japonya’ya, G. Kore’den G. Afrika’ya, Bosna Hersek’den, Finlandiya ya kadar itibar görmüyor olması adaletle ilgili durum tespiti için yeterlidir sanıyorum.

Biz de eşine istakozu kamu parası ile ısmarlayanları ahlak olarak negatif değerlendirebilecek — ki bu inandığımızı söylediğimiz dinin gereğidir — ve efendimizin “Sen annenin evinde otursaydın bu sana verilir miydi?” tartısına göre olayları değerlendirebilecek ahlaki yapıya sahip bir toplumu inşa etmeliyiz.

Vicdan hassastır, haksız ve hukuksuzluğa asla tahammül gösteremez. Kolay kolay susmaz, susturulamaz. Cemil Meriç’in dediği gibi ancak “menfaat konuşunca vicdan susar.”

“İnsanlar tuhaftır! Fena bir şey yapmakta olduklarını hissedecek olurlarsa, mutlaka en evvel, vicdanlarını susturacak bir sebep bulurlar” der, H. Ziya Uşaklıgil ve vicdanlar susturulduğunda, dilsiz şeytan haline gelir insanoğlu.

Ahlak inandığımızı iddia ettiğimiz dinimizin de temelidir.

Müslüman bir ülkenin dünya yolsuzluk endeksinde 180 ülke arasında 81. sırada olması nasıl açıklanabilir?

İslamilik Endeksi sıralamasında ilk 40'ta Müslüman ülke yok. Endeksin temel çalışma yöntemi, ülkeleri insan hakları, siyasi haklar, hukuksal ve idari konular, uluslararası ilişkiler gibi başlıklar altında Kur’an’ın önerdiği ahlaki ölçülere göre değerlendirmek. Halbuki, Müslümanlar için bugün islami olmayı tanımlayan esas unsurlar ritüellerdir yani tapınmadır. Yani en basitinden eğer namaz kılıyorsa torpil yapmanın bir karşılığı yoktur.

İlk emri oku olan bir dine inandığını iddia eden toplumumuz, Hz. Muhammedin “İlim Çin’ de de olsa alınız” emrine rağmen Küresel İnovasyon Endeksinde 2018 yılında 126 ülke arasında 50. sırada yer buluyor. Yine Makalelere atıf sayısında ise 239 ülke arasında 167. sıradayız.

Türkiye, teknolojik gelişmişlik açısından 82 ülke baz alınarak yapılan araştırmada, 49'uncu olurken, inovasyon, Ar-Ge ve patent gibi konularda listeye giremediği görüldü. [3]

PISA testinde 72 ülkede 15 yaşındaki 540 bin öğrenci arasında yapılan testin sonuçlarında Türkiye okuduğunu anlamada 50. sırada yer alırken matematikte 49, fende ise 52. olmuştu.

Yani yine oku ve ilmi Çin’de olsa da alın emrini görmezden gelip ritüellere dalmışız.

İnancımızı gerçekleyemiyor ve hayata yansıtamıyoruz. İnandık, iman ettik iddiamızı ispat edemiyor ve ritüellerin arkasına saklanıyoruz.

1-https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-47415566

2-https://www.yenicaggazetesi.com.tr/cumhurbaskani-yardimcisi-oktay-halkin-yargiya-olan-guveni-yuzde-38-242719h.htm

3-http://ertugrulakbas.blogspot.com/2018/12/kendi-ayagmza-sktk.html

Originally published at http://ertugrulakbas.blogspot.com.

--

--

Ertugrul Akbas
Ertugrul Akbas

Written by Ertugrul Akbas

Entrepreneur,Security Analyst,Research.

No responses yet